Favorilere Eklendi
Favorilerime GitKimimiz düdüklü patlar diye korktuk, kimimiz bu çok büyük diye, çoğumuz, düdüklüde uzun pişen yemekler yapılır benim öyle bir vaktim yok diyerek yanaşmadık. Bir dönem Almanya’dan gelenlerden en çok istenen şey çikolata ve düdüklüydü. Sonra bir unutuldu, bir mesafe kondu. Ne televizyonlarda yemek tariflerinde ne de akılda kalan yemeklerde göstermedi kendini. Kim bilir belkide bilenler çok azalmıştı. Ancak anneden evladına düdüklü geçtiyse, bir sürü öneriyle birlikte orada hayat buldu, o kültür devam edebildi.
Bizse düdüklünün hızlanan hayatımızda yepyeni bir rolle var olabileceğine inanıyoruz. Evet, saatlerce pişen yemekleri 30 dakikaya indiriyor ama daha önemlisi 40 dakikada pişen bir yemeği 10 dakikada pişirmemizi, 8-9 dakikada harika bir makarna, en güzel zeytinyağlıyı yapmamızı sağlıyor. Yorgun argın eve geldiğimizde, dışarıdan söyleyeceğimiz bir yemeği ondan daha hızlı, daha sağlıklı ve tertemiz bir şekilde önümüze koyuyor.
Düdüklü’nün Sihirleri
Sosuyla birlikte 8 dakikada makarna, 5 dakikada risotto, içli köfte ya da cheesecake... Refika’dan düdüklü devrimi...
Bugüne kadar yaptığı televizyon programları ve kitaplarıyla Türk Mutfağına farklı bir yorum getiren Refika Birgül’ün yeni kitabı, düdüklüyle hayatınızın nasıl değişebileceği ile ilgili. Birbirinden lezzetli tarifler, bugüne kadar hiç duymadığınız püf noktalarıyla birleşiyor... Türk Mutfağı’nın geleneksel, en güzel yemekleri ya da rissotto gibi İtalyan mutfağının alameti farikası, fark etmiyor... Düdüklünün sihri sayesinde çok kısa sürede harikalar yaratabilir, “basınç altında aş başkadır” diyerek düdüklüye aşık olabilirsiniz... Refika’nın bir de uyarısı var: Düdüklüde yapılan bir keki yedikten sonra fırında yapılanlar çok yavan gelebilir. “Bugüne kadar neden cheesecake’i fırında yapmışım?” diye hayıflanabilir, “Bu kadar kolay mıymış?” diyebilirsiniz.
