ARKEOLOJİ SIRLARI - page 8

R O M A Ö N C E S İ İ T A L Y A
G e ç m i ş t e Y a ş a m
E t r ü s k Z i y a f e t l e r i
unan düşünür Aristoteles şöyle
der:
“Etrüskler, aynı örtünün
altında kadınlarla birlikte
yatarak yemek yerler!”
Peki, Aristoteles
bu konuya neden bu kadar şaşkınlıkla ve
eleştirel bir bakışla yaklaşıyor? Bunun
nedeni basit: Antik Yunan’da ziyafet
sadece erkeklere özgü bir ayrıcalıktı. Bu
ziyafetlere katılabilen kadınlar ise,
heterae
olarak adlandırılan birinci sınıf
fahişelerdi. Antik Yunan’da resmi eşlerin
erkek etkinliği olan bu ziyafetlere
katılmaları hoş görülmüyordu. Bu
nedenle, Aristoteles’in Etrüskler’i açıkça
kınadığı sözleri, aynı zamanda Etrüsk
toplumunun günlük yaşamına ve
ideolojik dünyasına dair çok önemli bir
bilgi vermektedir. Büyük filozofun
aktarımlarına göre, aristokrat Etrüsklüler
kline
denilen yemek odası divanları
üzerine uzanırlardı. Yemek yemeye
hazırlanırken, yanlarına erkeklerle eşit
haklara sahip olan ve tanrılar için
toprağa şarap dökülmesi ayinlerine
katılan kadınlarını çağırırlardı. Oysa
Etrüsk dünyasında, kadınların
toplumdaki rolü daha farklıydı ve hakları
daha fazlaydı. Etrüsk kadınları, sadece
damak zevkini tatmin etmenin çok
ötesinde, ideolojik çağrışımlarla dolu
böyle bir eğlencenin dışında
tutulamazlardı. Günlük hayatta önemli
bir yer tutan bu eğlenceleri, Etrüsk
sanatının çeşitli sahnelerinde görmek
mümkündür. Ancak bu ziyafetlerin
sadece üst sınıfa ait insanlara has bir
eğlence olduğu da unutulmamalıdır. Üst
sınıf, ziyafetlerin gerektirdiği lüks
davetlere, tabak çanakla yapılan akrobasi
gösterilerine ve çok sayıda hizmetkara
gücü yeten tek sınıftı. Bu tip ziyafet
sahneleri, aralarında bazı istisnalar
olsa da, Tarquinia nekropollerinin
gösterişli mezar fresklerinden günümüze
ulaşan ortak konulardandır.
Bu mezarlardaki duvar resimlerini
yapanlar, konu olarak çoğunlukla ziyafet
sahnelerini seçmişlerdir. Bu kişilerin
gözlemleri ve duvarlara aktardıkları,
bilimadamlarının bu şenlikler
hakkındaki en önemli bilgi
kaynaklarıdır. Yine de bazı ayrıntılar net
değildir. Fransız Etrüskolog Jacques
Heurgon,
La vie quotidienne chez les
Etrusques
- Etrüsklerin Günlük Yaşamı
adlı kitabında, elimize ulaşan
kalıntıların, eğlencelerin yapıldığı
saatlere ve yerlere ilişkin çelişkili bilgiler
sunduğunu dile
getirmiştir. Örneğin,
gökyüzü ve sallanan
yaprakların varlığı
açıkhavada geçen
bir ziyafete işaret
etse de,
sahnelerdeki bazı
başka ayrıntılar aynı
zamanda tipik bir
triclinium
yani
yemek odasına
gönderme yapar
gibidir. Akşam
buluşmalarına işaret eden şamdanların
varlığı da göz ardı edilemez.
Bu ziyafetler ya aristokrat hayatın bir
parçası olarak, normal bir eğlence
etkinliği şeklinde düzenleniyordu ya da
ölülerin gömülmesine eşlik eden şaşaalı
bir törenin parçasıydı. Antik dünyada
yaygın olan ölümden sonraki yaşam
düşüncesine Etrüskler de inanıyordu.
Antik çağ sanatında, kültüründe ve
yaşamında, ölümden sonraki varoluşa
geçmek üzere olan bir insanın onuruna
ziyafet düzenlemenin önemli bir yeri
vardı. Dolayısıyla, mezar resimlerinde
ziyafet temasının konu edilmesi de
rastlantı değildir. Ölen kişinin, kendisi
onuruna yapılan toplantıyı “
görebilmesi
ve katılabilmesi
” için, bu ziyafet kişinin
mezarının duvarlarına resmedilirdi.
Ölüm ve eğlence arasındaki bağlantıya,
diğer antik çağ uygarlıklarında da sıkça
ETRÜSK UYGARLIĞININ
UZUN YILLAR BOYUNCA
GİZEMİNİ KORUYAN
BAZI RİTÜELLERİNİ VE
GELENEKLERİNİ BUGÜN
BİLİYORUZ. ZİYAFETLER,
ETRÜSKLERİN EN
ÖNEMLİ ADETLERİ
ARASINDAYDI.
Solda: MÖ 490 - 470
yıllarına tarihlendirilen
Leoparlar Mezarı’nda, üç
misafir çift, müzisyenler
ve hizmetkarlarla bir
ziyafet sahnesi
betimlenmiştir. Triclinium
Mezarı ile birlikte bu
mezar Etrüsk resmindeki
gelişimi gözler önüne
sermektedir. Özellikle,
kullanılan canlı renkler,
renk zevkinin gelişkinliğini
gösterir niteliktedir.
Y
Kuş gövdeli ve geyik başlı,
araba şeklindeki bu tütsü
kabı, Tarquinia’daki
Monterozzi nekropolünde
bulunmuştur. (MÖ 8. yüzyıl)
1,2,3,4,5,6,7 9,10,11,12,13,14
Powered by FlippingBook