İSLAM UYGARLIĞINDA MİMARİ GEOMETRİ FİZİK KİMYA GEOMETRİ TIP - page 9

9
bu güne geçen 2500 yıllık “tarihe” bir 2500 yılın
daha eklenmesi gerektiği gibi çok basit bir olgu
vardır, ve buna göre Yunanların artık başta değil,
ortada bulunmaları gerekiyor. »
10
Bana göre burada, bilim tarihinde gereğince
dikkate alınmamış olan şu olguya işaret
edilmelidir: Biz, Arap-İslam bilim adamlarının
kaynaklarını ve öncülerini, bildiğimiz
kültürlerdeki durumun aksine, daha kolay ve açık
bir şekilde tanıyabiliyoruz. Arap bilim adamları,
kaynaklarının isimlerini tam olarak belirtmeyi ve
öncülerini, özellikle Yunanları büyük bir saygı ve
şükranla anmayı adet edinmişlerdi. Mesela, aksi
takdirde Yunanların tanınmamış kalacak olan alet
ve edevatının izine ulaşmamızı ve orijinali
kaybolmuş Yunanca eserlerin fragmanlarını –
yapılan alıntılardan hareketle– yeniden
kazanmamızı böylece olanaklı hale getirdiler.
Kendilerine borçlu olduğumuz J.-J. Sédillot, L.-A.
Sédillot, J.-T. Reinaud ve F. Woepcke gibi
öncülerin güçlü etkilerinden itibaren, bilim tarihi
ağırlıklı çalışan oryantalistlerin, Arap-İslam kültür
çevresinde insanlığın düşünce tarihine katkı
olarak ortaya konulmuş başarılı çalışmalara ilişkin
yaygın ama yanlış kanaatin değiştirilmesinde
kesinlikle birçok katkıları olmuştur. Buna rağmen
E. Wiedemann’ın 1917 yılında dile getirdiği şu
şikayet maalesef hâlâ geçerliliğini korumaktadır:
«Arapların Antik Çağ’dan kazandıkları bilgileri
sadece tercümeler yoluyla bize ulaştırdıkları ve
buna önemli sayılabilecek bir yenilik
eklemedikleri görüşüyle her defasında yeniden
karşılaşılmaktadır.»
11
Bunun sebebi her şeyden
önce bilimler historiyografyasında inatçı bir
şekilde tutunan, Arap-İslam kültür çevresinin
bilimler tarihindeki yaklaşık 800 yıllık yaratıcı
dönemini görmezden gelen ve böylelikle de
modern insanın temel bilim tarihi bakış açısını
daha okul kitaplarından başlayarak perçinleyen
ele alış tarzında görülebilir. Bu yargı sadece Batı
dünyası için değil, aynı zamanda en geniş
anlamda, okul kitaplarının Amerikan ya da
Avrupalı örneklerine göre şekillendirildiği,
günümüz Arap-İslam kültür bölgesi için de
geçerlidir.
Ümit ederiz ki bu katalogta tanıtılan müzemiz
araç ve gereçleriyle, müzede ya da dışarıdaki
sergilerde (ilki 2004 yılının ilk yarısında Palais de
la découverte’de yapılması planlanmıştır) oluşacak
tanışıklık yoluyla ziyaretçiler, “bilimler tarihinin
bütünlüğü” düşüncesine ulaşırlar. Bu düşüncenin
ifadesi şudur: Arap-İslam dünyası, geç antik
dönem ile Avrupa yakın çağı arasındaki devirde,
gelişime en müsait ve etkisi en güçlü kültür
sahasıdır ve de eski dünya ile oluşmaya namzet
Avrupa arasındaki yegâne gerçek bağdır.
Bu hususta arzulanan tashihe, kataloğumuzun
birinci cildi olarak sunulan bu “Giriş”in hizmet
edeceği ümidini taşıyoruz. Bu girişin başlangıçta,
kataloğun kullanıcısına tarihsel ve konusal bilgi
yardımı sağlama amacıyla basit bir ön taslak
olması düşünülmüştü. Yazımı esnasında şu andaki
şeklini aldı, çünkü okuyucuya aktarılmak istenen
malzeme, başlangıçta düşünüldüğünden çok daha
ortaya çıkarma gayreti içinde olmuştur. A History of Ancient
Mathematical Astronomy (3 Cilt, Berlin, Heidelberg, New York
1975) isimli anıtsal eserinin dışında şu yazılarına bkz.: Über
griechische Mathematik und ihr Verhältnis zur vorgriechischen, in:
Comptes rendus du Congrès internationale des mathématiciens
içerisinde (Oslo 1936), Oslo 1937, s. 157-170; Über babylonische
Mathematik und ihre Stellung zur ägyptischen und griechischen,
Atti des XIX Congresso Internazionale degli Orientalisti içerisinde
(Roma 1935), Roma 1938, s. 64-69; The Survival of Babylonian
Methods in the Exact Sciences of Antiquity and Middle Ages,
Proceedings of the American Philosophical Society içerisinde
107/1963/528-535; Babylonische Mathematik und Astronomie und
1,2,3,4,5,6,7,8 10,11,12,13,14,15,16
Powered by FlippingBook