Favorilere Eklendi
Favorilerime GitOktay Pirim’in "Sevdiğimin Ülkesi", demokrasinin sık sık gerildiği ve bir türlü kendine gelemediği bu ülkede, siyasetçi ile seçmen arasındaki traji-komik alışverişin öykülerinden oluşuyor. Politikacının her koşulda aradan fırtınası, seçmenin vekilini seçerken karpuza gösterdiği özeni göstermemesi, hep bu "SEVDİĞİMİN ÜLKESİ"nde yaşanıyor. Ve hep başımıza ne geliyorsa, siyasetçi ile seçmen arasında rayına oturmamış, oturtulamamış ilişkilerden geliyor. Kitap, geçmişten geleceğe döşenen yolda ufak bir parke taşı görevi yapmayı üstleniyor.
Bekir Coşkun'un önsözünde ifade ettiği gibi, bu kitap, ufak ufak olaylarla Türkiye'yi büyük büyük sergiliyor. Olup bitenlerin perde arkasındaki kısa öyküler, uzun uzun bizi anlatıyor.
Oktay Pirim’in "Sevdiğimin Ülkesi", demokrasinin sık sık gerildiği ve bir türlü kendine gelemediği bu ülkede, siyasetçi ile seçmen arasındaki traji-komik alışverişin öykülerinden oluşuyor. Politikacının her koşulda aradan fırtınası, seçmenin vekilini seçerken karpuza gösterdiği özeni göstermemesi, hep bu "SEVDİĞİMİN ÜLKESİ"nde yaşanıyor. Ve hep başımıza ne geliyorsa, siyasetçi ile seçmen arasında rayına oturmamış, oturtulamamış ilişkilerden geliyor. Kitap, geçmişten geleceğe döşenen yolda ufak bir parke taşı görevi yapmayı üstleniyor.
Bekir Coşkun'un önsözünde ifade ettiği gibi, bu kitap, ufak ufak olaylarla Türkiye'yi büyük büyük sergiliyor. Olup bitenlerin perde arkasındaki kısa öyküler, uzun uzun bizi anlatıyor.