Arkeoloji Sırları - page 11

Libya’daki
Leptis Magna
, tıpkı Tunus’taki
Kartaca
gibi döneminin en ünlü
kentlerinden biriydi. Kentin kurulduğu yer
çok iyi seçilmiş, tam anlamıyla ticaret
düşünülerek planlanmıştı. Karadan denize
dökülen bir nehir, doğal bir liman ve
doğudaki
İskenderiye
ile batıdaki
Kartaca
arasında yer alan eşsiz bir çıkıntı. İşte tüm
bu nedenler, bir
Fenike
kenti olan Leptis
Magna’yı Kuzey Afrika’nın en önemli
kentlerinden biri haline getirmişti.
ÇÖLÜN KUCAKLADIĞI
LİMAN
Leptis Magna’nın neden vazgeçilmez bir
liman olduğunu anlamak için biraz hayal
kurmak yeterlidir.
Doğu Akdeniz
’den gelen
küçük yük taşıma gemileri hayal edelim.
Sahra Çölü
’nün uçsuz bucaksız kızgın
kumlarının denize baktığı çorak ve
yerleşilmemiş kıyı boyunca ilerleyen
gemiler... Yükleri, rotaları ne olursa olsun
kendilerine biteviye eşlik eden kızgın çöl
manzarası ve boş kıyılar olsun. Çöl
güneşinin etkisiyle kör edici bir hal alan
tuz adalarıyla örtülmüş kırmızı kumlar
günler boyunca kıyıdan çok da
uzaklaşmayan denizcilerin
yolculuklarına eşlik ediyordu. Bu
tamamen sudan yoksun, güneşin
kavurduğu çöle sığınmak denizcilerin
hiç de işine gelmiyor olmalıydı. Böyle
bir coğrafyada hayatta kalmak
oldukça zordu. Dolayısıyla burada yer alan
ilk doğal rıhtımın, rotasını batıya çevirmiş
eski denizciler tarafından bir liman olarak
kullanılmış olması mantıklı görünmektedir.
Nitekim Leptis Magna, bir nehir yatağının
denize döküldüğü yerde oluşturduğu doğal
bir limanda kurulmuştu. Üstelik bu doğal
girişin biraz açığında yer alan kayalıklar da
doğal dalgakıran görevi görüyordu.
Böylece gemiler kolaylıkla bu korunaklı ve
uygun derinliğe sahip yere
sığınabiliyorlardı. Bölgedeki
Sur (Tyros)
ve
Sidon
(Sayda) kentlerinin
Asur
hakimiyetine girmelerinin ardından Leptis
Magna bölgedeki en önemli ticaret
merkezlerinden biri olmuştu. Antik Roma
kaynaklarından günümüze ulaşan bir
bilgiye göre Leptis Magna, Kartaca
hakimiyetini tanıdıktan sonra ağır
vergilere maruz kalmıştı. Buna göre Leptis
Magna, Kartaca’ya günde bir talent
ağırlığında gümüş ödemek zorundaydı.
Bu hesaba göre Leptis Magna’nın yılda
ödediği vergi yaklaşık dokuz ton gümüşe
denk geliyordu.
ROMA’NINORTAYA ÇIKIŞI
Roma ve Kartaca arasında gerçekleşen
İkinci Kartaca Savaşı
’nın sonunda (MÖ
202) Leptis Magna, savaşta Romalılara karşı
Kartacalıların müttefiki iken bir süre sonra
taraf değiştiren
Numidia (Numidya) Kralı
Masinissa
’nın hakimiyetine girer.
ROMA ARENALARININ
HAYVANLARI
Altta. Leptis Magna’dan mermer büst. Kumların gizlediği
heykeller bir hayalet gibi ortadan yok olsalar da yıllar
sonra bir bir günışığına kavuştular.
Leptis Magna limanı, Roma’ya çeşitli ürünler
sağlayan işlek bir limandı. Akdeniz’i aşarak
Roma’ya ilerleyen gemilerde Roma pazarı için
çeşitli mallar yüklüydü; ipek, baharat, fildişi,
şarap vb. Ancak bunların arasında çok özel bir
şey daha vardı: tüm Roma’yı heyecanlandıran
arena oyunlarında kullanılan yırtıcı hayvanlar.
Afrika’nın farklı yerlerinde yakalanan
hayvanlar Leptis Magna’ya getiriliyor,
ardından da Roma’ya ulaştırılmak için
gemilere yükleniyordu. Hayvanların
yakalanması da, limana getirilmesi de büyük
zorluklarla yapılıyordu, ancak en büyük zorluk
bu hayvanların Roma’ya sağ salim
ulaşmalarının sağlanmasıydı. Çünkü Afrika’nın
bu yırtıcı hayvanları, arenalarda ve
amfitiyatrolardaki zorlu mücadelelerde
ölümüne rol alacaklardı. Böylece Roma halkı
günlük eğlencelerine alkışlar, ıslıklar ve çoşku
dolu haykırışlarla devam edebileceklerdi.
R O M A V E R O M A L I L A R I N D Ü N Y A S I
10
Spor ve Oyunlar
Leptis Magna’nın ünlü limanının kalıntıları. Roma
İmparatoru Nero döneminde memurlardan birinin,
limanın toprakla aşamalı olarak doldurulmasını
teşvik etmesi büyük bir hata idi.
MS 2. yüzyılda yapılan Leptis Magna
tiyatrosundan bir görünüm. Şehir,
Roma dünyasının önemli
tiyatrolarından birine sahiptir.
1...,2,3,4,5,6,7,8,9,10 12,13,14,15,16
Powered by FlippingBook