İSLAM UYGARLIĞINDA MİMARİ GEOMETRİ FİZİK KİMYA GEOMETRİ TIP - page 6

6
R
omantik dönemde, tarihsel olgulara karşı
adil olmayan periyotlaştırmanın etkisi
altında henüz yeni doğmuş olan tek yönlü
‘Rönesans’ kavramının ve ortaçağın başarılarını
yadsımanın hakim olduğu dönemde, Jacques
Sédillot ve oğlu Louis-Amélie, Ebū el-Ḥasan el-
Marrākūşī’nin (7./13. yy.) uygulamalı astronomi ve
astronomik aletlere ilişkin muhteşem eserinin
Paris’te bulunan Arapça el yazmasından Fransızca
tercümesini 1834 yılında yayınladılar
1
. Bunu on yıl
sonra oğul Sédillot’nun el-Marrākūşī’nin kitabı
üzerine yaptığı hayranlık uyandıran çalışması takip
etti
2
. Gerçi önceki dönemlerde Johann Gottfried
Herder (1744-1803), Johann Wolfgang von Goethe
(1749-1832), Kurt Sprengel (1766-1833) ve
Alexander von Humboldt (1769-1859) gibi
şahsiyetler hümanist bir anlayışla Müslümanlara
veya Araplara bilim tarihinde layık oldukları takdiri
yöneltmişlerdi. Bununla birlikte baba ve oğul
Sédillot bilim dünyasının, Arap-İslam kültür
çevresinin ortaya koyduğu başarılara karşı adil bir
davranış için onlarca yıl süren bir mücadele verdiler,
her ne kadar bu, meslektaşları ve Fransız Akademisi
tarafından pek hoş karşılanmamış olsa da.
Sédillotlar tarafından sürdürülen mücadelenin,
yorulmak bilmez bilim adamı Joseph-Toussaint
Reinaud’un (1795-1867) daha aşağı kalmayan bir
yaratıcılık ve inançla coğrafya
3
, İslamî arkeoloji
4
,
savaş tekniği
5
alanlarında başardığı ve yaşamını
adadığı eserlerle desteklenmesi bir şans olmuştu.
Reinaud çalışmalarının birisinde, bilimler tarihinin
bütünlüğünü veciz bir şekilde ifade eden şu
düşünceye ulaşmıştı
6
: «Rastlantı, tekniklerin ve
sanatların ilerlemesinde çok büyük bir rol
oynamaz. İnsanlık bütün keşiflerinde istikrarlı bir
şekilde ileriye doğru, birdenbire bir sıçrayışla
değil, adım adım hareket eder. Her zaman aynı
hızla ilerlemez, fakat hareket süreğendir. İnsan
icat etmez, sonuçlar çıkarır. Mesela insan
bilgisinin bir alanını ele alalım: Bu alanın tarihi,
yani ilerleme tarihi, aralıksız bir zincir oluşturur.
Olgular tarihi bize bu zincirin parçalarını verir ve
bizim görevimiz, kaybolan halkaları her bir parçayı
bir diğerine eklemek için yeniden bulmaktır.»
1853 yılında yayınlanan Averroès et l’Averroïsme
adlı eserinde Ernest Renan (1823-1892) Arap
Felsefesinin Avrupa’daki resepsiyonunun bilim
tarihçileri için hayli yeni ve şaşırtıcı bir tablosunu
çizerken, Alexander von Humboldt’un desteğiyle
Paris’te okumuş olağanüstü yetenekli genç bir
Alman bilim adamı 1851-1864 yılları arasında
Arap matematiğine ilişkin yaklaşık 40 kadar
çalışma yaptı. Bu, maalesef çok genç, 38 yaşında
ölmüş olan Franz Woepcke (1826-1864)’dir. Onun
günümüze kadar kısmen aşılamamış Fransızca
yazdığı çalışmaları, bugünkü Arap-İslam
matematik historiyografyası için sağlam bir temel
oluşturmuştu. Özellikle 1851 yılında yayınlanmış
olan doktora çalışması L’algèbre d’Omar
Alkhayyâmî beklenmedik bir etki yaratmıştı. Bu
eserinde Franz Woepcke, 5./11. yüzyılın ikinci
yarısında yaşamış olan filozof, astronom ve
matematikçi 
Ömer el-Ḫayyām’ın cebir alanındaki
eserinin, üçüncü dereceden denklemlerin
1
Traité des instruments astronomiques des Arabes, 2
Bde., Paris 1834-1835 (Tıpkıbasım Frankfurt 1998,
Islamic Mathematics and Astronomy Bd. 41).
2
Mémoire sur les instruments astronomiques des
Arabes, Paris 1844 (Tıpkıbasım Islamic Mathematics
and Astronomy serisi içerisinde Cilt 42, 45-312).
3
Bu alandaki birçok çalışması arasında Introduction générale à la
géographie des Orientaux isimli, Abū el-Fidā’nın coğrafya kitabının
tercümesine bir giriş cildi olarak yayınlanan çalışmasıyla Reinaud,
coğrafya historiyografyacılığına müstesna bir etkide bulunmayı
başarmıştır (Géographie d’Aboulféda, 2 Cilt., Paris 1848, 1883,
TıpkıbasımFrankfurt 1998 IslamicGeography serisinde Cilt 277-278).
Önsöz
1,2,3,4,5 7,8,9,10,11,12,13,14,15,...16
Powered by FlippingBook