İSLAM UYGARLIĞINDA MİMARİ GEOMETRİ FİZİK KİMYA GEOMETRİ TIP - page 8

8
aletin prototipini inşa ettiğini yazılarında sık sık
belirtmektedir. Münih’teki Alman Müzesi’nin
1911 yılında Wiedemann ve onunla birlikte çalışan
usta F. Kelber’den satın aldığı beş tanesinin
dışında, onun tarafından yapılmış modellerin
kaderi hakkında daha fazla bir bilgiye maalesef
ulaşamadım. Müzenin satın aldığı aletlerden birisi
olan usturlap hakkındaki yazışmalar, o zamanlar
harflerin (usturlap üzerine) yazılmasında
karşılaşılan zorlukları göstermektedir. Müzenin
harflerin Arapça yazılması talebi karşısında
Wiedemann şöyle cevap vermektedir: «Ben,
rakamların usturlap üzerine işlenmesinde bizim
yazımızın kullanılması çaresini öneriyorum.
Arapça rakamlar kazınacak olursa, çok pahalıya
mal olmaktan başka, benim için de çok zahmetli
olacaktır.» Bugün kesinlikle bilinmektedir ki,
Wiedemann’ın yaptığı modelin aslı Muḥammed
İbn eṣ-Ṣaffār’ın (420/1029, bkz. Cilt II, s. 95) Berlin
Devlet Kütüphanesi’nde bulunan usturlabıdır. Bu
alet sergilenmiştir. «Derece bölüm çemberinde
(limbus) ve arka yüzde kesinliği tartışmalı yerler
boş olarak kalmış, plaka ve örümcek denen ağ
(rete) üzerine harflerin kazınması yerine basılı
kâğıt yapıştırılmıştır»
9
.
Sunulan bu katalogda anlatılan ve resimlerle
gösterilen aletler, cihazlar ve avadanlar, 1982
yılında Johann Wolfgang Goethe Üniversitesine
bağlı olarak kurulan “Institut für Geschichte der
Arabisch-Islamischen Wissenschaften”
yayınlarıyla birlikle, 800 yıl boyunca Arap-İslam
kültür çevresinde gerçekleştirilmiş olan başarılara
yönelik küçümseyici yaygın kanaati mümkün
olduğunca değiştirebilmeye katkıda bulunmak
amacıyla yapılmıştır. Fakat ne temel
düşüncemizde ne de üstlendiğimiz bu ödevi yerine
getirme gayretimizde “biz bulduk” heyecanıyla
hareket etmiyoruz, bilakis biz bilimler tarihinin
bütünlüğüne ve yukarıda Reinaud ve Favé
tarafından formüle edilmiş prensibe inanıyoruz:
İnsanlığın ortak bilimsel mirası, süreğen adımlarla,
her zaman düz bir çizgi halinde olmasa da,
değişken bir hızla büyümektedir. Tarihte belirli bir
zaman dilimindeki bir kültür çevresi, bilimsel
mirası, küçük olsun büyük olsun bir adım daha
ileri taşımak için öncülüğü üstlenmiş, daha
doğrusu içinde bulunulan koşullar doğrultusunda
öncülüğe getirilmişse, tarihî koşullar ve o öncü
tarafından ulaşılan seviye, ardılın kaydedeceği
olası ilerlemeleri ve bu ilerlemelerin hızını
etkileyen faktörleri belirler. Yunanların
olağanüstü yeri, bilimler historiyografyası
tarafından genel olarak kabul ve takdir edilir.
Fakat Yunanların daha önceki ve komşu kültür
çevrelerinden doğrudan ya da dolaylı bir şekilde
miras alıp üzerine bina ettikleri sonuçlarla ilgili
Yunan bilim tarihçilerinin pek hoşlanmadıkları
soru hususunda hâlâ bir belirsizlik hakimdir. Daha
1932 yılında Otto Neugebauer buna ilişkin olarak
şöyle demektedir: «Yunan olanı Yunan-öncesine
her bağlama girişimi çok yoğun bir karşı koymayla
karşılaşıyor. Alışılageldik Yunan imajını
değiştirme gerekliliği ihtimali düşüncesi,
Winkelmann’ın döneminden beri mevcut imajın
geçirdiği bütün değişmelere rağmen her defasında
arzu edilmez görünmüştür. Hâlbuki o zamandan
yayınlanmış olan 81 makalesini içermektedir. Sayıca daha fazla olan
diğer yazıları, üç cilt halinde Gesammelte Schriften zur arabisch-
islamischen Wissenschaftsgeschichte adı altında Dorothea Girke
ve Dieter Bischoff tarafından bir araya getirilmiştir (Frankfurt:
Institut für Geschichte der Arabisch-İslamischen Wissenschaften
1984).
9
BurkhardStautz,DieAstrolabiensammlungendesDeuschenMuseums
und des BayerischenNationalmuseums, München 1999, s. 385-386.
10
Zur geometrischen Algebra, Quellen und Studien zur Geschichte
der Mathematik, Astronomie und Physik içerisinde (Berlin)
3/1936/245-259, özellile s. 259. Neugebauer pek çok çalışmasında,
astronomi ve matematik alanında Yunanlara öncülük edenleri
1,2,3,4,5,6,7 9,10,11,12,13,14,15,16
Powered by FlippingBook