BBC HAYAT - page 16

18
O L A Ğ A N Ü S T Ü D E N İ Z C A N L I L A R I
Mercana bağlanmış filtreleme yoluyla
beslenen, fıçı benzeri deniz fıskiyesi veya
deniz gömleklisi. Yerleşik olmalarına
rağmen, birçok deniz omurgasızında
olduğu gibi larvaları yüzebiliyor.
Önceki sayfa
Bir deniz anemon çiçeği
gövdesinin ucunda bulunan oral plakadan
bir detay... Üzüm şeklindeki kabarcıklar,
iğneli hücreleri barındırıyor.
Karşı sayfa
Gece vaktinde su yosunu
üzerindeki bir “brittlestar”a mükemmel
örnek… Başı ya da kalbi yok;
fakat bu, yürümek için kollarının
altında bulunan birçok emici
hortum şeklindeki ayaklarını
kullanan yırtıcı bir hayvan...
Başka bir canlı tarafından kapıldığı
takdirde, bir kolunu kaybedebilir;
fakat yerine tekrar yine bir kol üretebilir.
Dünya üzerİnDekİ Canlı yaşamın İlk fOrmları
besin bakımından
zengin sıcak deniz suyunda beslenmişlerdir. Bugün devasa boyutlara varan bitki ve hayvan
zenginliği bu deniz organizmalarının 3 milyar yılı bulan evrimi sonucunda meydana
gelmiştir. Bütün canlıların bedeninde su bulunduğu gibi, gezegenimizin belli başlı
tanımlayıcı özelliklerinden biri de yeryüzünün yüzeyini kaplayan su tabakasıdır.
Gezegenimizin yüzeyindeki su miktarının yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan deniz suyunun
büyük bölümü okyanus çanaklarında toplanmış durumdadır.
Denizde yaşayan canlılardan en zengin çeşitliliğe ve en kalabalık nüfusa sahip olanı
omurgasızlar, yani omurga kemiği olmayan hayvanlardır. Bunların arasında süngerler
(aslında basit bir uzmanlaşmış hücre topluluğudur), sölenteralar (denizşakayığı, mercanlar
ve denizanası gibi hepsi ışık üreten bir simetriye sahip canlılar), (kamçı siliya adı verilen
tüyleri olan) tarak jöleleri ya da ktenoforlar; gövdelerinin iki yanı tamamen simetrik
yapıdaki bütün kurtlar (yassı kurtlar, şerit kurtlar, iplik kurtları ve halkalı solucanlar gibi);
yumuşakçalar (salyangoz, midye, ahtapot gibi hayvanların yer aldığı bu grup denizdeki
en kalabalık türdür); eklem bacaklılar (kıskaçlı kabuklular, karides, ıstakoz, yengeç gibi
“deniz böcekleri”); derisidikenliler (denizyıldızı, deniz kestanesi, tüylü deniz yıldızı
ve deniz hıyarı) ve daha başka birçok küçük grup gibi her boyda ve her şekilde deniz
canlıları yer alır.
Okyanusların böylesine çok sayıda hayvanı barındırmasının nedeni, denizde karadakinden
daha kolay bir yaşam alanı oluşabilmesidir. Örneğin, bir mürekkep balığı yüzerken sudan
büyük ölçüde destek alır, buna karşılık karadaki bir hayvan havada kalabilmek için büyük
bir enerji harcamak zorundadır. Ayrıca deniz altındaki yaşamın büyük bölümünün güneş
ışığının erişebildiği 200 metrelik üst kısımda yoğunlaştığı dikkate alındığında, deniz
canlılarının yaşam alanı tahminen karada yaşayan hayvanların kapladığı alanın 250 katı
kadardır. Bu görece sığ bölgede bile yaşam dengeli biçimde dağılmış değildir; deniz
canlılarının çoğu karaya ya da kıta sahanlığına yakın bölgelerde yaşarlar.
En zengin toplulukların yerleşim alanlarını belirleyen, güneş ışığı ile bereketli dip
katmanlardır. Deniz bitkilerinin büyümesi için gün ışığı gereklidir ve seçtikleri yerde
tutunabilmeleri için deniz dibindeki sert taşlıklı katmanlara ihtiyaçları vardır. Tropik, ılıman
ve bir noktaya kadar da kutup denizleri kuşaklarında bu bitkilerin çevresinde karmaşık eko
sistemler gelişebilir. Gerçi bütün deniz omurgasızları yine de buldukları mekâna ve hatta
mevsime göre değişen çeşitli zorluklarla boğuşurlar. Tuz yoğunluğu miktarı hayvanların
metabolizmasını etkilediğinden, hücre düzeyindeki tuz ve su miktarını düzenlemek için
mutlaka bir yol bulmak zorundadırlar. Derinliklerdeki canlılar, yaşamın devamını
sağlayabilmek için çeşitli özelliklere sahiptir. Örneğin, bir nehir ağzında tuz yoğunluğu her
gelgitte ve su akımında büyük ölçüde değişiklik gösterir. Suyun ısısındaki değişiklikler de
1...,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15 17,18
Powered by FlippingBook