5,0 (0)

Favorilere Eklendi

Favorilerime Git

Çanakkale Çini Tablosu (47x47)

Model Tablo

  Tükendi!  

Piri Reis tarafından XVI. Asırda yapılmış bu detaylı ve görsel açıdan çok zengin olan bu haritalar sıraltı çini tekniği kullanılarak panolara aktarılmış ve koleksiyonumuz oluşturulmuştur. İznik çinileri hamur, astar, sır karışımı olarak % 85 kuars –kuarsit ihtiva etmesi bakımından seramik literatüründe teknolojik olarak başarılması güç bir çalışmadır. Kullanılan renkler yarı değerli taşların renklerinden etkilenilerek hazırlanmıştır. Mercanın kırmızısı, malakit veya firuzenin yeşili, lapislazulinin koyu mavisi gibi renkleri bu kapsamda sayabiliriz. Sırların hafif matlığı gözleri yormayan ışığı çok yansıtmayan özelliğe sahiptir. Çini de kullanılan kuars elektromanyetik dalgaları emme özelliğine sahip olduğundan insanlar üzerinde olumlu etki yapmakta; negatif enerjiyi yok etmektedir.

ÇİNİ

İnsanoğlu yaradılışın üç unsuru olan ateş ,toprak ve suyu kullanarak hayatının daimi amaçlarından olan güzelliği yakalamak için zamana meydan okuyan sırlarla kaplı çiniyi yaratıp ölümsüzleştirmiştir. Çiniler tüm dünyaya ışık saçarak kıvrımlarının sürekli hareketi ile evlerimizi, , camilerimizi, saray, köşk ve hamamlarımızı süslemeye devam eder. Farsça da Çin e ait demek olan, daha sonraları literatüre yerleşen çini sözcüğü aslında Osmanlı Sarayının 15.YY. Çin porselenlerine olan hayranlığından kaynaklanmıştır.Çini bir ateş oyunudur, renklere ve kaliteye ateşle hakim olursunuz.En ufak bir ihmal sonunda fırından kötü netice çıkar. Çiniyi 13. YY.da Anadolu’ya Selçuklular getirmiştir. 15.YY'da İstanbul'un alınmasıyla çini sanatı muhteşem örneklerini vermeye başlar. 16.YY'da ise diğer tüm sanat alanlarında olduğu gibi, Mimar Sinan'ın eserlerindeki parlak gelişme, çini sanatının da popüler hale gelmesinde büyük rol oynar. Mimar Sinan yapacağı eserlerin süslenmesinde kullanacağı çinileri Topkapı Sarayı bünyesinde bulunan Ehl-i Hiref Teşkilatına (Sanatkarlardan oluşan örgüt - Saray defterlerinde kayıtlı 1000 e yakın sanatçı arasında Çiniciler Bölüğü de bulunmaktadır)sipariş verir. Tokapı Sarayı NakkaşhanesindeBaşnakkaş öncülüğünde hazırlanan dönemin ekollerini yansıtan desenler çiniye uyarlanmak üzere İznik'e gönderilir.Çini ustalarının uyguladığı muhteşem eserler İznik'ten katırlarla Karamürsel'e getirildikten sonra gemilerle İstanbul'a taşınarak, yüzyıllarca baki kalacakları yerlerine ulaşırdı. 18.YY'da İznik atölyelerinin tamamen kapanmasıyla yeni bir çini merkezi olarak Kütahya ortaya çıkar. Bu dönemde Kütahya da bir taraftan İznik in kopyaları, diğer taraftan da konuları, renkleri ve teknik özellikleri ile geleneksel örneklerden ayrılan bir grup seramik ortaya çıkar. Günümüzde de çini maliyetini düşürmek için farklı malzeme ve tekniklerle üretilmiş fabrikasyon diye adlandırılan Kütahya çinilerinin yanında; tamamen İznik Çinilerinin geleneksel yöntemlerini uygulayan atölyelerde bulunmaktadır.

İZNİK ÇİNİLERİNİN ÖZELLİKLERİ

•Boyalar doğadan elde edilen oksitlerden yapılmıştır.
•Son derece temiz beyaz astarları, sert sırları, sıraltı tekniğindeki bezemeleri ile başarılması çok güç bir seramik tekniği söz konusudur.
•Hamur, astar, sır karışımı olarak % 85 oranında kuars-kuarsit ihtiva etmesi açısından, seramik literatüründe teknolojik olarak başarılması zor bir çalışmadır. Zira kuars-kil-frit karışımının 900 santigrad derece üzerindeki kombinasyonları çok geniş bir termik spektrum içinde dağılmaktadır...(Sırlama 990 derece)
•Mercanın kırmızısı, lapislazulinin koyu mavisi, zümrüdün yeşili,gibi yarı değerli taşların renkleri kullnılmıştır.
•Sırların hafif matlığı gözleri yormayan, ışığı çok yansıtmayan bir özelliğe sahiptir.
•Çinilerde kullanılan kuars elektromanyetik dalgaları emme özelliğine sahip olduğundan kullanıldıkları mekanlarda insanlar üzerinde olumlu etki yapmakta; negatif enerjiyi yok etmektedir.