EL DORADO
Kazananlar ve kaybedenler
Hernan Cortés (1485-1547) Aztek
İmparatorluğu fethinin mimarıydı.
1519 yılında 11 parça gemi ve 500
askerle yola çıktı, iki buçuk ay süren bir
kuşatmadan sonra, hem Aztek
İmparatoru II. Montezuma’yı öldürttü
hem de imparatorluğun
başkenti Tenochtitlan’ı
askerleriyle ele geçirdi.
1800’lü yılların
sonlarına ait iki
eserde, Cortés ve
El Dorado
görülüyor
(Sağda ve
üstte).
Gerçekten de, Peru’nun eyalet olduğu zamanlarda
Rahip Andrea Lopez tarafından gönderilen
mektuplarda Cizvit Tarikatı’nın keşfinden söz
ediliyordu. Bu belgede, o bölgede yaşayanları
Hıristiyanlaştırmak için izin isteniyordu. Papa
ve Cizvit Tarikatı, şehrin kanlı bir altın arayışına
sahne olmaması için yerini saklı tutma konusunda
anlaşmaya varmıştı. Günümüzde de El Dorado’nun
keşfi için aramalar yapılıyor ve birçok kişi bu
çok arzulanan hazineyi ele geçirmek için
her şeyi yapmaya hazır... Bunu göz önünde
bulundurursak eğer, şehrin yerini saklı tutma
işi çok akıllıca bir önlem olmuşa benziyor.
Yine de, yüzyıllardır devam eden ve
günümüze kadar süren, her türlü sayısız
arama girişimine hatta radar ve uydu gibi
gelişmiş araçların da kullanılmasına rağmen,
efsanevi şehir ya da ona ait bir iz bugüne
kadar bulunamadı. Belki de burası
bir şehirden çok, değişik yerlerdeki
birçok küçük değerli parçadan
oluşan bir hazineydi.
TURİSTİK ÇEKİM MERKEZİ
103
Bugün efsanevi El Dorado şehrini ziyaret
etmek için Kolombiya’ya gitmek yeterli.
Gerçekten bir turistik çekim merkezi. Yerel
rehberler tarafından düzenlenen geziler,
ücret olarak çok yüksek değil. Ancak
yaklaşık üç sat süren yolculuktan sonra
görülebilecek tek şey Guatavita Gölü;
(bkz.
Altta
) üstelik bu bir yapay göl.
Tabii gölün sularına gömülmüş şehrin
kalıntıları da yapay. Guatavita, El Dorado
törenlerinin yapıldığı yerdi. Bu törenler
sırasında kabile reisi, üzeri reçine ve altın tozu
ile kaplanmış olarak yerini alırdı. Ayin “altın
adamın” gölün suyuna batırılması ve bu halkın
adak olarak değerli eşyalarını, genellikle
altınlarını suya atmalarıyla sona ererdi.
