KARYA'DAN BODRUMA - page 16

18
)ER.A1)RO%İ5
”Ne mutlu seni doğuran anaya, seni emziren sütnineye! Ama gelin
olarak sana varan kız onlardan yüz kere bin kere daha mutlu, nice
zevkler tadacaktır o! Bugüne kadar evlenmedinse gel varalım
birbirimize. Yok, bir gelinle gerdeğe girdiysen, yine de sevişelim
şuracıkta, duyacağımız zevk hırsızlama bir zevk olsun...”
Salmakis Çeşmesi ya da Gölü olarak adlandırılan su
kaynağı Anadolu’nun ilginç efsanelerinden birine ev
sahipliği yapmaktadır. Efsaneye göre bu su kaynağının
oluşturduğu yerde yaşayan ve buraya adını veren
Salmakis adında genç ve çok güzel bir su perisi
yaşarmış. Gün boyu suda yüzen, oynayan, güneşlenen
Salmakis zamanını kah saçlarını suda tarayarak, kah el
değmemiş doğada gezintiler yaparak geçirirmiş.
Bir gün yine göl kenarında gezerken çok güzel bir
delikanlıyla karşılaşmış ve ilk bakışta ona aşık olmuş.
Aslında bu delikanlı aşk tanrıçası Aphrodite ile tanrıların
habercisi Hermes’in oğulları Hermaphroditos imiş.
Salmakis delikanlıyı gördüğünde onun güzelliğine,
yakışıklılığına övgüler yağdırmış. Ne olursa olsun birlikte
olmaları gerektiğine inandırmaya çalışmış, evlenme bile
teklif etmiş. Yanına gidip ”Ne mutlu seni doğuran anaya,
seni emziren sütnineye! Ama gelin olarak sana varan kız
onlardan yüz kere bin kere daha mutlu nice zevkler
tadacaktır o! Bugüne kadar evlenmedinse gel varalım
birbirimize. Yok, bir gelinle gerdeğe girdiysen, yine de
sevişelim şuracıkta, duyacağımız zevk hırsızlama bir
zevk olsun” demiş.
Ancak çocukluk çağından yeni çıkan ve deneyimi
olmayan Hermaphroditos, güzel su perisinin teklifini
geri çevirmiş ve ondan kendisini yalnız bırakmasını
istemiş. Salmakis üzülmüş ve Hermaphroditos’un
dediğini yapmış. Bir kenarda gizlenerek delikanlıyı
izlemeye başlamış. Yalnız kaldığını düşünen
Hermaphroditos soyunmuş ve kaynak suyunun berrak
sularına bırakmış genç bedenini. Fildişi bir heykel gibi
parıldayan bu genç bedeni gören Salmakis, saklandığı
yerden çıkarak suya, Hermaphroditos’un üzerine
atlamış ve ona sımsıkı sarılmış. Gölde debelenmeye
başlamışlar. Hermaphroditos su perisinden kurtulmak
için çaba harcarken, Salmakis de onu bırakmamak için
daha sıkı sarılıyormuş. Bu sırada Salmakis tanrılara “ne
olur bizi ayırmayın, kavuşturun bizi” diye yalvarmaya
başlamış. Tanrılar da bu yakarışa kayıtsız kalmamışlar,
su perisinin dileğini yerine getirmişler ve ikisini aynı
bedende birleştirmişler. Böylece bir bedende iki cinsiyet
bir araya gelmiş. Günümüzde de yaygın olarak
kullanılan ve çift cinsiyetliliği tanımlayan
“Hermaphrodit” sözcüğü bu efsaneden doğmuştur.
Antik çağın en ünlü coğrafyacısı Strabon, eserinde
Halikarnassos’taki Salmakis Çeşmesi’nin suyunun,
içenleri kadınsı yaptığından bahsetmektedir. Belki bu
inanış da Salmakis efsanesinin Strabon’un yaşadığı
yıllara uzanan bir yansımasıdır.
Salmakis’ten bahseden Bizanslı Stefanos, kenti bir
Karya kenti olarak tanımlar. Olasılıkla bu yazıtta adı
geçen topluluğun yaşadığı yerdir bu şehir. Salmakisliler
tanımı ile anlatılmak istenen ise muhtemelen Dor
yerleşiminin karşısındaki, Kaplan Kalesi denilen kayalık
bir akropol etrafında yaşayan, kısmen yerleşik hayata
geçirilmiş Karyalılar ve Leleglerdi.
SALMAKİS ÇEŞMESİ ve
HERMAPHRODİTOS EFSANESİ
HA L İ K AR NA S SOS
Eser, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmektedir.
1...,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15 17,18,19,20
Powered by FlippingBook