KARYA'DAN BODRUMA - page 17

19
Yörenin
İML 4BLJOMFSJ
BÚlgenřn ilk
sakinlerinden olan
ve ,aryalılarla
ilişkilendirilen
-elegler de, tıQkı
1elasglar gibi
:unan ÚnDesi dÚneme
ait, gÚÎebe karakterli
soylardı.
Karyalılar ve Leleglerin korsan
olduğuna dair bilgiyi de veren Newton,
bu halkın Minos tarafından adalardan
çıkartıldığını söylemektedir. Hatta
Karya bölgesinin kıyı şehirlerinden
olan Termera’nın da bu halkların
sığınağı olduğunu ve sallarla karşıdaki
Kos (İstanköy) Adası’nı istila ettiklerini
de yazmaktadır.
Antik çağın en önemli coğrafyacısı
Amasyalı Strabon, “$oğrafya” adlı
eserinde Lelegler ve Karyalılardan iki
ayrı topluluk olarak bahsetmiştir.
Strabon’a göre Lelegler, Karya’da
Myndos ve Bargylia’ya kadar olan
topraklara yerleşmişler hatta Pisidia’nın
da bir bölümünü ele geçirmişlerdir.
KaVnos Vn KVrVlVŶV
Herodot, Karyalılar ve Leleglerin yanı
sıra, Karya’da yaşayan üçüncü bir
halktan bahseder. Buna göre
Kaunoslular, Likya sınırına yakın bir
bölgede yaşıyorlardı. Mitolojiye göre
Kaunos’un kuruluşu ilginç bir hikayeye
dayanıyor. Miletos (Aydın Söke
yakınlarında) kentinin kurucusu olan
Miletos’un ikizleri Kaunos ve Byblis’in
arasında gelişen doğadışı ilişki
yüzünden Kaunos, Miletos’u
terkederek uzaklara yerleşmiş ve
buraya Kaunos adı verilmiş. Herodot,
anlatımlarında Kaunosluların (irit’ten
geldiklerine inandığını, ama kendisinin
onların yerli halk olduğunu düşündüğü
yazmaktadır. Dillerinin Karya etkisi
taşıdığını aktaran tarihçi, gelenekler
bakımından Karya’dan farklı
olduklarının altını çizerek bunu bir
örnekle açıklamaktadır; Kaunoslular
içki sofralarına her yaştan ve
cinsiyetten insanı kabul etmekteydiler.
Herodot’un bir başka anlatımı da
Kaunosluların yabancı tanrılar için bir
din uyarladıkları ancak daha sonradan
vazgeçtikleri hakkındadır. Hatta
Kaunoslu gençler silahlarını
kuşanmışlar ve kılıçlarını sallayarak bu
yabancı tanrıları topraklarından
kovalamışlardır.
1ers 5eIlikesi
MÖ 6. yüzyılın ortalarında Batı
Anadolu kentleri birer birer Pers
istilasına yenik düşüyordu. Pers
(enerali Harpagos İyonya kentlerini
bir bir ele geçirip tahrip ederken,
komşu Karya toprakları için de tehlike
çanları çalıyordu. İyonyalılar bu tehlike
karşısında Karyalılarla birlik olduysa da
Kaunos bu birlikte yer almayı, hatta
savaşa katılmayı dahi istemedi.
Kaunosluların fikrini değiştiren ve bu
ittifağa katılmalarını sağlayan olay ise
Lidya’nın başkenti Sardes’in düşüşü
oldu. Akropolü, tapınağı ve altın
parçaları taşıyan Paktolos *rmağı ile
ünlü Sardes, Persler tarafından
yakılmış, taş taş üstünde kalmamıştı.
Batı Anadolu’daki Yunan
kolonizasyonun ilk evrelerinde
bölgenin en güzel kıyılarında yaşayan
Karyalılar ve Lelegler kademeli olarak
buralardan çıkartılmaya başlanmıştı.
İyonyalılar, yerli Karyalıları Efes
(Ephesos), Miletos, Mykale ve
Myus’tan çıkartırken, Dorlar da daha
güneyde, İassos’ta (Kıyıkışlacık),
Myndos’ta ((ümüşlük),
Halikarnassos’ta, Knidos’ta ve
yarımadanın diğer yerlerinde
kendilerine bir yurt kuruyordu.
Halikarnassos V
KiNler KVrEV
Halikarnassos’un kuruluşu konusunda
geleneksel anlatımlar önemli
bir yer tutar. Herodot’a göre
Halikarnassos’un kurulduğu yerde,
Yunanistan’ın Peloponnez
Yarımadası’ndaki Troizen kentinden gelen
Dorların kurduğu bir koloni vardı.
Herodot bahsetmese de Strabon,
Halikarnassos’un yerindeki Troizen
kolonisinin Anthas önderliğindeki
Troizenliler tarafından kurulduğunu
kaydetmiştir. Kentin kuruluşuna dair bir
diğer bilgi de Antik Yunan gezgini ve
coğrafyacı Pausanias tarafından
günümüze ulaştırılmıştır. Pausanias’a göre
ilk Dor kolonisi, Anthas’ın oğlu Aetion’un
soyu tarafından kurulmuştur. Romalı
mimar 7itruvius ise koloniyi Melas ve
Areuanias önderliğinde Yunanistan’daki
Argos ve Troizen’den gelenlerin
kurduğunu yazmaktadır. Halikarnassos’ta
bulunan bir yazıt, bu bilgileri doğrular
niteliktedir. Poseidon rahiplerinin
listesinin yazılı olduğu yazıttaki ilk isim;
Poseidon oğlu Telamon’dur. Bu listedeki
yedinci isim ise Telamon’un torunu ve
Alkyoneus’un oğlu olan Anthas’tır.
Newton, Dor kolonisinin kuruluşuna
dair bu çelişkili anlatımlar karşısında
Pausanias’ın önerisini akla yakın
bulmuştur. Her ne kadar Anthas’ın
mitolojik bir kahraman olduğu kabul
edilse de Halikarnassosluların, soylarını
Anthas oğullarına dayandırmaları
geleneksel bir yaklaşımdır. Bunun bir
benzeri de Atinalıların, kendilerini
Atina’nın efsanevi kurucusu
Kekrops’un soyundan kabul etmesidir.
Halikarnassos’taki Argos kolonisi ise
kayalık bir ada üzerinde yer alıyordu ve
zamanla ada, anakarayla birleşti. Strabon,
Zephyra adıyla anılan bu yerin, daha
sonra Halikarnassos olarak anıldığını
söylemektedir.
7itruvius, Melas ve Areuanias
önderliğinde kurulan koloninin yerli halk
tarafından iyi karşılanmadığını ve dostluk
kurulamadığını kaydeder ve bu durumun
kolonistlerden birinin, Salmakis ¢eşmesi
olarak anılan kaynağın yakınlarında bir
yerli ile ticaret yapmaya başlamasına
kadar devam ettiğini yazar. Böylece
ticaretin gücü, kolonistlerle yerliler
arasındaki iletişimin hızlanmasındaki en
büyük etmen olmuştur. Karyalılar ve
Lelegler daha düzenli ve barışçıl bir yolla
Yunan yaşantısına adapte olmaya
başlamışlardır. Newton bu noktada
Bodrum’da bulduğu bir yazıttan
bahsetmektedir. Bu yazıt bir kararname
niteliği taşımaktadır ve Halikarnassos ile
Salmakislilerin isimleri bir arada
okunmaktadır. Newton, isimlerin bir
arada olmasını bu iki farklı topluluğun bir
birlik kurduğuna dair ipucu olabileceğini
kabul etmiş ve yazıtı tarihlendirirken de
MÖ 44 ’ı belirtmiştir.
İki KenU #ir AraEa
Halikarnassos kentinin merkezi ortaya
çıktığında bile Salmakis akropolü varlığını
korumuştur. Böylece biri adada, diğeri
yarımadada olmak üzere iki yerleşim
bulunuyordu. Newton’a göre Yunan
kolonisi Halikarnassos ve yerli halkın
kenti Salmakis arasındaki ilişki, daha
önceki Yunan yerleşimlerinde pek
görülmeyen bir durumdu. ¢ünkü adada
ve yarımadada iki kentin olması hem
limanı, hem de kıyıları koruma avantajı
sağlıyordu.
Böyle içiçe gelişen bir başka örnek de
İspanya’daki Emporiae antik kentidir.
Marsilya’dan gelen Phokaialıların (Eski
Foça) kurduğu bu şehirde; adada ve
kıyıda koloni kenti, anakarada ise
İberik halk yaşıyordu. Her iki şehir de
gelişmiş ve birbirlerine özellikle ticaret
konusunda destek olmuşlardır.
Sonunda bu kentler birleşerek Roma
kolonisine dönüşmüştür.
hHerakles, Amazon Kraliçesi HiPPolyte’yi
yendiği zaman onun elindeki çifte baltayı
,abrys alır. Bunu bir armağan olarak
efsanevi ,idya Kraliçesi /mPhale’ye sunar.”
HA L İ K AR NA S SOS
Pers İmparatorluğu’nun
başkenti Persepolis’ten
savaşçı kabartması.
&uromos’taki
tapınağın
duvarındaki çifte
balta kabartması.
1...,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16 18,19,20
Powered by FlippingBook