ARKEOLOJİ SIRLARI - page 3

3
T a r q u i n i a v e C e r v e t e r i
dikkat çekicidir. Buradaki mezarlardan
biri dikdörtgen planlıdır ve uzunluğu
bir buçuk metreyi geçmektedir. Mezar
tiplerinin yanı sıra, cenaze
ritüellerinde de çeşitlilik
görülmektedir. Bazı durumlarda, kül
kabının kapaklı kısmı genelde olduğu
gibi ters çevrilmemiştir. Bu durum,
ölünün onuruna sunulmuş olan
yiyecek kalıntılarını içerdiğini
düşündürür. Bazen de kül kabı
normalde olduğu gibi dikey biçimde
değil, yatay biçimde yerleştirilmiştir.
Hatta tokayla tutturulmuş bir kumaşa
sarılmıştır. Özellikle en basit görünen
gömülerde mezar armağanları daha
zengin tutulmuştur. Soyluların
ihtişamlı mezarları ile boy ölçüşmeye
çalışıldığı düşünülmektedir. Miğfer
formlu kül kapları da bazı mezarların
savaşçılara ait olduğunu açıkça ortaya
koymaktadır.
Milano Üniversitesi antik kentin yer
aldığı bölgede 1982’de kazı
çalışmalarına başladığında, Tarquinia
da kapsamlı bir araştırmaya tabi
tutulan ilk büyük Etrüsk şehir-devleti
olma özelliğini kazandı. Bu kadar
büyük ve önemli bir Etrüsk
yerleşiminde, derinlemesine
araştırmaların bu kadar geç bir tarihte
yapılması şaşırtıcıdır aslında. İlk
zamanlarda, daha çok tarihsel ve
sanatsal anlamda ilgi çeken
buluntuları gizleyen nekropoller
tercih edilmiş, daha az gösterişli fakat
bir toplumun tarihi ve günlük
yaşamı hakkında çok daha
fazla bilgi veren yapılar ve
eserler göz ardı edilmiştir.
Tarquinia kentsel
alanındaki incelemeler üç
alanda yoğunlaşmıştır:
Kutsal ve
kurumsal özellik taşıyan ve Romanelli
Kapısı’ndan 300 metre uzakta ortaya
çıkarılan Anıtsal Kompleks, ünlü
Kraliçe Sunağı ve bölgede bulunan
kuyu, sarnıç, tünel gibi yapay oyuklar.
YENİ KEŞİFLERİN
SÖYLEDİĞİ
Kazılar ilerledikçe anıtsal kutsal
kompleksin doğal bir çukurun
etrafında kurulmuş olduğu ortaya
çıkartılmıştır. Bu çukur, MÖ 10.
yüzyılda, ateşler yakılarak tanrılara,
aralarında kılçıksız buğdayın da
bulunduğu toprak ürünlerin
sunulmasına öncülük eden
ayinlerin yapılmaya başlandığı
çukurdur.
Solda: Tarquinia’da
bulunmuş, hakim olarak
anılan Laris Pulenas’a ait
taş lahit. Alt kısımdaki
kabartmada, ölen kişi ile
birkaç Etrüsk yeraltı
tanrısı görülmektedir.
Üstte: Cerveteri’den gelen levha. Kmu binalarını,
tapınakları ya da mezarları süslemek için kullanılan
kil levhalar MÖ 6. ve 7. yüzyıla tarihlenmektedir.
1,2 4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,...14
Powered by FlippingBook