Yeryüzü Atlası - page 5

5
Birçoğu için bu yüzyılın ana problemi susuzluk olacak. Bir-
çok ülkede baş göstermeye başlayan bu sorun ile mücadele da-
ğıtımın yepyeni bir yaklaşım ile yapılmasını gerektiriyor ve bu
yaklaşım talebi sadece karşılamaya değil bunun yerine talebin
yönetilmesine dair olmalı. Su kıtlığının yönetimi ne yediğimizi,
atıkları nasıl idare edeceğimizi, doğal yaşam alanımız ile ilgili
tercihlerimizi etkileyecek.
Düşen yer altı su seviyelerini tamamlamazsak tükenecekler,
su kaynakları yok olacak ve gıda üretiminde dramatik bir düşüş
yaşanacak. Gıda üretimi için su sınırlayıcı bir faktör haline gel-
diğinde, çıktı artık sadece dönüm başına kazanç olarak değil
aynı zamanda 1 ton subaşına kazanç olarak da değerlendirile-
cek. Suyun üretkenliğindeki gelişimler; havadan sulama, damla
sulama gibi daha verimli teknolojilerin kullanımını gerektirir.
Başka bir çözüm de, örneğin pirinç yerine buğdayı seçmek gibi
daha az su ihtiyacı olan tohumlara odaklanmaktır. Benzer şe-
kilde hayvansal proteinler için balık ve kümes hayvanlarının
üretimini özendirerek de tahıl ve dolayısı ile su tüketimini de
düşürebiliriz.
Tarım sanayi dışında, su genellikle endüstriyel ve yerel atık-
ları bertaraf etmek veya elektrik santrallerini soğutmak için
kullanılır. Su yollarına, göllere, kuyulara boşalan zehirli endüs-
triyel atıklar bazen su yataklarına ulaşır ve bu suları insanın
tüketemeyeceği hale getirir. Bu aynı zamanda deniz ekosistem-
lerini ve yerel balıkçılığı da belirgin bir şekilde tahrip eder.
Şimdi görünen o ki, atığın su ile bertaraf edilmesi gezegeni teh-
likeye atan çağdışı bir uygulamadır. Örneğin insan atığı için
halihazırda tuvaletlerde kullandığımız sifon sistemi 4 temel de-
zavantaja sahiptir: Çok fazla su kullanır, besin zincirini kırar,
dünyada insanların çoğunluğu ona sahip değildir, gelişmekte
olan ülkelerde ise belirgin bir hastalık kaynağıdır.
Atıkları düşünceli bir şekilde, zehirleri çevremize saçmadan
yönetmenin vakti geldi. Şehirlerde su üretkenliğini geliştirme-
nin en verimli yolu, mevcut sisteme uygun bir arıtma ve geri
dönüşüm sistemi adapte ederek aynı suyu sürekli ve yeniden
kullanmaktır. Kırsal kesimlerde ise insan atığını kuru tuvaletler
yolu ile doğaya bırakmak bir yandan toprağı organik olarak
zenginleştirirken, diğer yandan daha az su tüketimini sağlar.
Gezegenin geleceği kıtlıklar ile şekilleneceğinden hükümet-
ler politik bakış açısından pek popüler olmayacak bir adım at-
malılar: Gerçek değerini yansıtacak şekilde su fiyatlarını
yeniden ayarlamalılar. Bu tüm sektörlerdeki -tarımsal, endüs-
triyel ve yerel- tüketiciler arasında farkındalığı geliştirecektir.
Oranları ayarlayıp düşük gelirli tüketicileri koruyarak verim-
lilik için çabalamak mümkün. Örneğin; Güney Afrika’da her
ev temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar suyu gayet makul bir
fiyat ödeyerek satın alabiliyor. Tüketim belirlenen miktarı aş-
tığında fiyat oranı yükseliyor. Bu sistem gerçekten ihtiyaç olan
kadar kullanılmasını sağlıyor ve aynı zamanda atığı azaltıyor.
Atmosferdeki CO
2
seviyesini sabitlemek son derece zor gö-
rünse de bu amaca ulaşmak için elimizden geleni yapmalıyız.
Hükümetler ve çevre koruma organizasyonları tarafından yü-
rütülen detaylı çalışmalar sera gazı yayılımlarının azaltılması-
nın önemli finansal tasarruflara yol açabileceğini gösteriyor.
Dünyanın ısınmasını engellemek için hem enerjinin daha ve-
rimli yönetilmesi, hem de sera gazı yayılımını yarıya indirmek
için yenilenebilir kaynakların kullanımı gerekiyor. Küçük ev
aletleri, otomobiller ve yeni inşaatlar için devlet standartları
oluşturmak mevcut olan teknolojileri kullanarak kolaylıkla uy-
gulanabilecek ilk adım.
Kentsel ulaşım sorunu ise çok daha fazla karmaşık. Oto-
mobillerin üstünlüğü tamamen saçma görünüyor, çünkü bu
otomobillerin çoğu sadece şoförünü taşıyor. Bu model yerine
tren, otobüs, yaya ve bisiklet trafiğini özendiren bir sistem
kurmanın birçok avantajı olacak: Seyahat etmek çok daha ko-
laylaşır, atmosferik kirlenme azalır, fiziksel egzersiz özendirilir
ve araç park alanları da kentsel projeler için kullanılacak sa-
halara dönüştürülebilir. Rüzgar, güneş, jeotermal gibi temiz
ve yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimi, sera gazı yayılı-
mını önemli oranda azaltacaktır ama mevcut pazar eğilimleri
bunu özendirmiyor. Özellikle rüzgar enerjisi verimli bir şe-
kilde fosil yakıtların yerine kullanılabilir. Bol, tüketilemez,
ucuz, her yerde bulunan ve temiz olan rüzgar; son on yılda
dünyada en hızlı büyümeyi yaşayan enerji kaynağıdır. Bu sa-
hadaki ilerlemeler ile lider konumdaki bazı santrallerde rüzgar
enerjisinin fiyatı 4 cent/kWh’e kadar düşüp fosil yakıtların fi-
yatına eşitlenmiştir.
Sera gazı yayılımının ana sebeplerinden biri de ulaşımdır.
Günümüzde gaz ve elektrik ile çalışan motorlar sayesinde araç-
lardan yayılan dumanı yarı yarıya düşürebiliyoruz. 1 galon
yakıt ile 87 km seyahat etmeyi sağlayabilen bu motorlar yakıt
fiyatlarındaki artışla beraber son derece popüler hale geldi.
Ulaşımdaki ilerlemenin bir sonraki safhası ise mevcut elek-
trik şebekesine bir bağlantı ve mevcut motora da ikinci bir pil
eklemek olacak. Araçların elektrik depolama kapasitelerini art-
tırarak sürücülerin işe gitmek, alışveriş yapmak vs. gibi gün-
delik yolculuklarında kısmen elektrik enerjisinden
faydalanmaları sağlanabilir. Böylelikle ABD’nin geleneksel
araçları hibrid modeller ile değiştirerek gerçekleştirmeyi um-
duğu %50’lik tasarrufa %20’lik bir ilave sağlanabilir. Rüzgar
çiftliklerinin kurulumu ile ülke genelinde uygun fiyatlı elektrik
sağlanıp araçların çok büyük oranda rüzgar enerjisi ile çalış-
ması sağlanabilir.
Her yıl dünya genelinde vergi mükellefleri, fosil yakıtların
ve su kaynaklarının tükenmesi, çölleşme, aşırı avlanma gibi
dünyamıza zarar veren aktiviteleri sübvanse etmek için yakla-
şık 700 milyar dolar harcıyor. Bu paranın çevreye saygılı ve ik-
limi koruyan enerji uygulamalarına harcanması hem
ekonomik, hem de çevresel açıdan çok daha makul olurdu. Bu
fonları otobanlar yerine demiryolları inşa etmek için kullanabil-
seydik hem ulaşımı geliştirir hem de sera gazı yayılımını azal-
tırdık. Aslında yenilenebilir enerjilerin gelişimini teşvik etmek
için yapmamız gereken tek şey, hali hazırda zaten enerji sağla-
mak için harcadığımız parayı yeniden yapılandırmak, yani fosil
yakıtlara harcanan 210 milyar doları yenilenebilir enerjilerin
üretimine adamak.
EKOLOJİK EKONOMİYE DOĞRU
1,2,3,4 6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,...16
Powered by FlippingBook